"Muvazaa" Kavramı
"Muvazaa" Kavramı hakkında bilgilendirici yazımız
SÖZLEŞMELERMIRASGAYRIMENKUL
Türk Borçlar Kanunu'nda Muvazaa Kavramı
Giriş
Türk Hukuku'nda sözleşme özgürlüğü esastır ve taraflar, karşılıklı iradelerine dayanarak diledikleri sözleşmeleri yapabilirler. Ancak bu özgürlük, hukukun sınırları içinde kullanılmalıdır. İrade beyanının gerçek amacı gizlenerek, dışa karşı farklı bir işlem yapıldığı durumlarda, "muvazaa" kavramı devreye girer. Muvazaa, bir işlemin taraflarının, gerçekte yapmadıkları bir işlemi yapmış gibi göstermeleri veya gerçek niyetlerini gizleyerek farklı bir hukuki işlem yapmaları anlamına gelir. Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi, muvazaa kavramını düzenlemektedir.
Muvazaa Kavramı
Muvazaa, tarafların aralarındaki gerçek iradeye dayanmayan ve üçüncü kişilere farklı bir hukuki görünüm sunma amacıyla yaptıkları hileli işlemleri ifade eder. Muvazaada, taraflar gerçek iradelerini gizleyerek, sözde bir hukuki işlem yaparlar. Ancak bu işlem, hukuken geçerli olmayan, gerçek amacı gizleyen bir işlem olarak değerlendirilir.
Muvazaa, iki türde karşımıza çıkabilir:
Mutlak Muvazaa: Taraflar, gerçekte herhangi bir hukuki işlem yapma niyetinde olmadıkları halde, sadece üçüncü kişilere karşı bir işlem yapılmış gibi gösterirler.
Nispi Muvazaa: Taraflar, gerçek iradelerine uygun bir hukuki işlem yaparlar, ancak bu iradeyi gizlemek için görünüşte başka bir işlem yaparlar.
Türk Borçlar Kanunu'nun 19. Maddesi
Türk Borçlar Kanunu Madde 19 muvazaa ile ilgili düzenlemeyi şu şekilde yapmaktadır:
TBK Madde 19:
"Bir sözleşmenin yapılmasındaki gerçek irade, sözleşmenin şekliyle uyuşmadığı takdirde, sözleşme muvazaalıdır. Muvazaalı sözleşmeler, tarafları ve onların hukukî haleflerini bağlamaz. Ancak gizli bir işlem muvazaa ile saklanmışsa, bu işlem, kanunun öngördüğü şekle uygun olmak koşuluyla geçerlidir."
Bu maddeye göre, eğer bir sözleşmede tarafların gerçek iradeleri, sözleşmede beyan ettikleri iradeyle uyuşmuyorsa, bu sözleşme muvazaalı kabul edilir ve tarafları bağlamaz. Ancak taraflar, muvazaanın arkasında gerçek bir hukuki işlem yapmayı amaçlamışlarsa, bu gizli işlem geçerli olabilir, ancak bunun kanunlara uygun bir şekilde yapılmış olması gerekmektedir.
Muvazaalı Sözleşmelerin Hukuki Durumu
Muvazaalı sözleşmeler, hukuken geçersiz kabul edilir. Çünkü tarafların gerçek iradesi, beyan ettikleri işlemle örtüşmemektedir. Hukukun temel prensibi olan irade beyanı, burada gerçeği yansıtmaz ve bu nedenle sözleşmenin geçerliliği söz konusu olmaz.
Ancak, muvazaalı sözleşmenin arkasında gizlenmiş bir gizli işlem varsa, bu işlem kanunun öngördüğü şekil şartlarına uygun olduğu takdirde geçerli kabul edilebilir. Örneğin, taraflar görünürde bir satış sözleşmesi yapmışsa, ancak aslında bağışlama niyetindelerse, bağışlama işlemi kanunen gerekli şekil şartlarına uygun yapılmışsa bu işlem geçerli olacaktır.
Muvazaanın Unsurları
Muvazaanın varlığından söz edebilmek için bazı unsurların bir araya gelmesi gerekir:
Gerçek İrade ile Beyan Arasındaki Farklılık: Taraflar, gerçek iradeleri ile beyan ettikleri işlem arasında bir fark yaratmalıdır. Yani taraflar, gerçekte yapmak istemedikleri bir işlemi yapmış gibi göstermelidirler.
Üçüncü Kişiyi Aldatma Kastı: Muvazaa, genellikle üçüncü kişilere zarar vermek ya da üçüncü kişilerin haklarını ihlal etmek amacıyla yapılır. Bu nedenle, muvazaanın temel unsurlarından biri de üçüncü kişilere karşı bir aldatma kastıdır.
Taraflar Arasında Gizli Anlaşma: Muvazaa taraflar arasında gizli bir anlaşmayı içerir. Taraflar, dışarıya karşı görünürde bir işlem yaparken, aralarındaki gizli anlaşmaya göre bu işlemin gerçek bir anlamı olmadığını kabul ederler.
Muvazaanın Çeşitleri
Muvazaa iki ana başlık altında incelenebilir:
Mutlak Muvazaa: Mutlak muvazaada taraflar gerçekte hiç hukuki işlem yapma niyetinde değildirler, ancak üçüncü kişileri aldatmak amacıyla sözde bir işlem yaparlar. Örneğin, bir kimse malvarlığını hacizden kaçırmak için, bir başkasına satmış gibi gösterebilir.
Nispi Muvazaa: Nispi muvazaada taraflar gerçekte bir işlem yapmayı hedeflerler, ancak bu işlemi gizlemek için farklı bir hukuki işlem yapmış gibi görünürler. Örneğin, taraflar bir bağışlama işlemi yapacakları halde, işlemi satış sözleşmesi olarak gösterirler.
Muvazaanın İspatı
Muvazaanın varlığı, mahkemeler tarafından somut delillerle ispat edilmelidir. Ancak muvazaa iddiasında bulunan kişinin bu iddiasını ispat etmesi her zaman kolay olmayabilir. Genellikle yazılı deliller, tanık beyanları veya muvazaa anlaşmasının diğer kanıtları kullanılarak muvazaa ispat edilmeye çalışılır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre, muvazaa davalarında tanıkla ispat bazı şartlar altında mümkündür.
Muvazaanın Sonuçları
Muvazaanın tespit edilmesi halinde söz konusu sözleşme veya işlem hukuken geçersiz sayılır ve taraflar bu işlemle bağlı olmaz. Ancak, arkasında gizlenmiş ve kanunlara uygun bir gizli işlem varsa, bu işlem geçerli olabilir. Bu durumda, görünürdeki işlem geçersiz kabul edilirken, gizli işlem uygulanabilir.
Muvazaa tespit edildiğinde genellikle şu sonuçlar ortaya çıkar:
Sözleşmenin Geçersizliği: Muvazaalı sözleşme, taraflar arasında geçersiz sayılır. Hiçbir hukuki sonuç doğurmaz ve tarafları bağlamaz.
Gizli İşlemin Geçerliliği: Muvazaanın gizlediği bir hukuki işlem varsa ve bu işlem yasal şekil şartlarına uygunsa, bu gizli işlem geçerli kabul edilir.
Üçüncü Kişilere Karşı Sonuçları: Muvazaa nedeniyle zarar gören üçüncü kişiler, muvazaalı işlemin iptali için dava açabilirler. Muvazaalı işlemler genellikle üçüncü kişilerin haklarını ihlal ettiği için, bu tür kişiler mahkemeye başvurarak hakkını koruma altına alabilir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay, muvazaalı işlemlerle ilgili birçok kararında, tarafların gerçek iradelerini gizleyerek üçüncü kişileri aldatma amacını vurgulamıştır. Yargıtay, muvazaa davalarında genellikle tarafların beyanları, yazılı belgeler ve tanık ifadeleri gibi delilleri değerlendirir. Muvazaa tespit edilirse, sözleşmenin geçersizliğine karar verilir.
Sonuç
Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi, muvazaalı işlemlerin hukuki geçerliliği konusunda önemli düzenlemeler getirmektedir. Muvazaa, tarafların gerçek iradelerini saklayarak farklı bir hukuki işlem yapmış gibi görünmelerine dayanır ve bu tür işlemler genellikle geçersizdir. Ancak, muvazaanın arkasında gizlenen gerçek bir hukuki işlem varsa ve bu işlem kanunlara uygunsa, gizli işlem geçerli kabul edilebilir. Muvazaa, hukuk düzeninde işlemlerin dürüstlük ve şeffaflık ilkelerine uygun yapılmasını sağlayan önemli bir koruma mekanizmasıdır.